BULASICI HASTALIKLAR ( TURKISH LANGUAGE)









ÖNSÖZ



Günümüzde bir çok bakteri ve virüsler neden oldukları hastalıklar nedeniyle insan ırkını tehdit etmektedir. Bu hastalıkların bir kısmı ülkemizde de görülürken, bir kısmının etki bölgeleri daha ülkemize kadar ulaşamamıştır. İnsanlığı tehdit eden bu hastalıklara AIDS gibi bilinen örnekler verilebilir. Bu gibi hastalıklar ülkemizde de görüldükleri için nispeten haklarında daha çok bilgi edinmemize olanak sağlayan yayınlar mevcuttur. Fakat bizim konumuz Türkiye’de yaşayan iki grup insanı yakından ilgilendirmektedir;

·         Yurt dışı seyahatler yapanlar,
·         Denizciler.

Bu hastalıkların büyük çoğunluğu tropikal ve alt tropikal bölgelerde görülmektedir. Etki sahaları bu bölgelerle sınırlı olmasına rağmen her yıl milyonlarca cana mal olmaktadırlar ve hemen hemen hiç birinin kesin tedavileri ve korunma yolları yoktur. Denizciler de meslekleri gereği bu bölgelere oldukça sık seyahat etmek zorundadırlar, bu nedenle de ülkemizde ki en büyük risk grubunu oluşturmaktadırlar.


TROPİKAL HASTALIKLAR


MALARYA


Malarya çoğu tropik ülkede görülen hayati tehlikeli parazittik bir hastalıktır. Hemen hemen bütün tropik ve alt tropik bölgelerde görülen anofel sivri sineği tarafından taşınır ve bulaştırılır. Anofel sivrisinekleri alacakaranlıktan şafağa kadar olan gece bölümünde aktif olurlar. Bu sebeple antimalarya ilaçların özellikle  akşamları ve geceleri malarya risk bölgesinde bulunan kişilerce kullanılması tavsiye edilmektedir. İnsanda malaryaya sebep olan parazitler; Plasmadium profoza, P.falciparum, P.vivax, P. ovale, P.malaria’dır.

RİSK FAKTÖRLERİ


Malaryaya yakalanma riski;
1.          Yolculuk güzergahına,
2.          Yolculuk süresine,
3.          Ne kadar akşam ve geceleri yolculuk yapıldığına,
4.          Bölgedeki anofel sivri sineklerinin sayısına ve çeşidine,
5.          İklime,
6.          Coğrafyaya,
7.          Yağış mevsimine bağlı olarak değişir.

KORUNMA

 

1.          Erken Teşhis ve Tedavi

Pek az insan malarya risk bölgesine yolculukları sırasında sivri sinek sırıklarından kaçabilirler. Hiçbir ilaç malaryaya karşı tam etkili değildir. Bu sebeple her an malaryaya yakalanabilirsiniz. Malaryanın erken teşhisi ve tedavisi bu sebeplerle çok önemlidir. Antimalarya ilaçları kullanmaya hala devam etmenize rağmen, malarya risk bölgesinde olun yada olmayın, ateşlenirseniz; hemen bir doktora baş vurun, malarya risk bölgesinde bulunduğunuzu ve malaryaya yakalandığınızdan şüphelendiğinizi söyleyin ve acil olarak kan testi yapılmasını isteyin. Ateşlendiğiniz zaman malarya parazitleri kanda fark edilebilir hale gelmiş demektir. (Çok tehlikeli olan Falciparum Malarya genellikle 3 ay yada daha uzun bir sürede ortaya çıkar.)     

2.          Sivrisineklerle Temasın En Aza İndirilmesi Yöntemleri

· Her türlü sivrisinek koruyucu ağın kullanımı,
· Geceleri açık alanlarda bulunmamak,
· Sivri sinekleri çektiği için parfüm, kolonya, aftershave ve koyu renkli giysiler kullanmamak,
· Akşamları elleri ve kolları kapatan giysiler giymek,
· Yatmadan  önce sivrisinekleri öldürmek için aerosol ilaçlar kullanımı,
· Sivrisinek sargıları yada pyrethroid içeren buharlaşan hasır kullanımı
· Sivrisinek kovucu vücut spreyleri kullanımı,

MALARYA BELİRTİLERİ


Malarya belirtileri en erken hastalığı taşıyan sinek tarafından sokulduktan 6-8 gün sonra ortaya çıkabileceği gibi anti malarya ilaçlar kesildikten ve malarya bölgesinden ayrıldıktan aylar sonra dahi ortaya çıkabilir.
·         Ateş,
·         Titreme,
·         Eklemlerde acıma,
·         Baş ağrısı,
·         Kas ağrısı,
·         Sıtma,
·         Tekrar eden kusmalar,
·         Genel ihtiyaç,
·         Koma.

Önemli: Malaryanın ilk safhaları gribe benzemektedir bu sebeple eğer malarya risk bölgesindeyseniz yada yakın bir zamanda orada bulunmuşsanız büyük ihtimalle grip değil malaryasınızdır. Bazen seyahatten aylar, yıllar sonra dahi antimalarya ilaçlar kullanılmış olmasına rağmen halen malarya riski var olabilir.

ŞU AN Kİ KÜRESEL DURUM


·         Dünyada yıllık yaklaşık 300 milyon ila 500 milyon yeni vaka bekleniyor.
·         Malarya vakalarının %90’nından fazlası Alt-Sahra Afrikası’nda meydana geliyor.
·         İyimser bir tahminle malaryadan yılda 1 milyon ölüm bekleniyor
·         Malarya 101 ülke ve alt bölgelerinde yaygın bir hastalıktır. Bu ülkelerin dağılımı; Afrika’da 45, Amerika’da 21, Avrupa’da 4, Doğu Akdeniz’de 14, Güneydoğu Asya’da 8 ve Batı Pasifik’te 9 ülkedir.

MALARYA RİSK BÖLGELERİ


ÇOK AZ

AZ VE ORTA

ORTA VE YÜKSEK

GÖRELİ DÜŞÜK

Cezayir
Bangladeş
Batı Afrika
Papua Yeni Gine 1:140
Arjantin
Belize
Merkez ve Doğu Burma
Nijerya                 1:210
Mısır
Brezilya
Kamboçya
Kenya                  1:926
Hong Kong
Orta Amerika
PNG.
Hindistan           1:1450
Libya
Çin
Sabah
Pakistan             1:5300
Mauritus
Kolombiya
Güney Vietnam
Diğer Asya    <1:50000
Fas
Hindistan
Solomon Adaları

Umman
Nepal
Vunatu

Suudi Arabistan
Pakistan


Güney Afrika Cum.
Peru


Suriye
Sudan


Türkiye
Tayland


Birleşik Arap Em.
Kuzey Vietnam



Batı Malezya



Zimbabwe







ŞEKİL 1: malarya görülen bölgeler.

SARI HUMMA HAKKINDA SORULAR VE CEVAPLAR

 

 

SARI HUMMA NEDİR?


Sarı humma sivri sinek kaynaklı virütik bir hastalıktır.


SARI HUMMAYA KİMLER YAKALNIR?


Bu hastalık iki cinsi, her yaş ve her ırkı etkileyebilir. Tropik Merkez ve Güney Amerika’nın cungle sarı humması, çoğunlukla tropik ormanlarda bulunan 20-40 yaş arasındaki yetişkin erkekleri etkiler.


SARI HUMMA NASIL YAYILIR?


Genellikle virüsü bulaştırmaktan sorumlu olan bir tip sivri sinek tarafından, aedes aegypti.

SARI HUMMANIN BELİRTİLERİ NELERDİR?


İlk belirtileri, dang-humması gibi ve ateş, baş ağrısı, kusma, sırt ağrısı. Hastalık ilerledikçe, kalp atışları yavaşlar ve zayıflar, diş eti kanaması ve kanlı idrar görülür. Sarılıkta görülebilir.


BELİRTİLER NE KADAR SONRA GÖRÜLÜR?


Belirtiler maruz kalındıktan 3-6 gün sonra görülmeye başlar.

EKİDEN HASTALIĞA MARUZ KALMAK İNSANI BAĞIŞIKLI YAPAR MI?


Evet. Sarı humma geçirenler ömür boyu bağışıklıdırlar.

TEDAVİSİ NEDİR?


Kesin bir tedavisi yoktur. Sarı humma bulunabilecek bölgelere seyahat edecek kişiler bağışıklandırılmalıdırlar.

NASIL KORUNULUR?


Sarı humma görülen bölgelere seyahat edecek olanlar önceden bağışıklandırılmalıdırlar.


KİMLER AŞILANMAMALIDIR?

·             4 aydan küçük çocuklar,
·             Genel  olarak yumurta ve ürünlerini yiyenler aşı olabilirler.


KİMLER AŞILANABİLİR?


Bir dozluk sarı humma aşısı 9 aydan büyük çocuklara ve yetişkinlere uygulanabilir.


AŞIYI NEREDE OLABİLİRİM?


Bu aşı, sadece tayin edilen sarı humma merkezlerince yapılır.


AŞININ SÜRESİ NE KADARDIR?


Eğer risk devam ediyorsa yükseltici doz her 10 yılda bir uygulanmalıdır


HASTALIKLI ÜLKELER





AFRİKA

GÜNEY AMERİKA
Angola
Gabon
Çad
Bolivya
Benin
Gambiya
Sudan
Brezilya
Burkina Faso
Gana
Tanzanya
Kolombiya
Kamerun
Kenya
Uganda
Fransız Guyana’sı
Orta Afrika Cumhuriyeti
Liberya
Zaire
Guyana
Sao Tome&Principe
Mali
Zambiya
Panama
Kongo
Moritanya
Senegal
Peru
Cote D’lovoire
Nijer
Sierra Leone
Surinam
Djibouti
Nijerya
Etopya
Venezüella
Burundi
Guineu-Bissau
Togo
Ekvador
Ekvotoral Gine
Ruanda
Somali










KOLERA



DİĞER İSİMLERİ


V. cholera; vibrio


TANIMI

İncebağırsakta Vibrio kolera bakterisinin sebep olduğu bir enfeksiyondur.


SEBEBİ ETKİLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ

Kolera sulu ishal karakterli şiddetli bir hastalıktır. Bakteriden salınan toksinler ağır ishale sebep olacak olan bağırsakta yüksek su ve klorid iyonları kaybına sebep olurlar. İshalle gelen ağır su kaybı ölümle sonuçlanabilir. Zayıf sağlık koşulları, kalabalık, savaş, kıtlık şartları oluştuğunda salgın halde oluşur. Hastalıklı bölgeler: Hindistan, Asya, Afrika, Akdeniz, Güney ve Orta Amerika, Meksika ve ABD. Enfeksiyon, enfeksiyonlu yiyecek ve suyu yemekle bulaşır. Bir tip vibro yumuşakçalarla bulaşabilir, özellikle çiğ istiridye.


RİSK FAKTÖRLERİ

Hastalıklı bölgelerde oturmak yada seyahat etmek ve hastalıklı yada ıslah edilmemiş suları kullanmak.


KORUNMA

Kolera bakterisine karşı sınırlı bir koruma sağlayacak olan, kısa ömürlü bir aşı yapılabilir.
Kolera riski olan bölgelerde kalan kişilere 6 ayda bir yükseltici dozlar verilebilir.
Yolcular aşılanmış olsalar da yiyecek ve içme sularında önlem almalıdırlar.

       Koleranın ilk belirtileri oluştuğunda;

·         Temiz su,
·         Temiz yiyecek
·         Sağlık koruması aşılama yeterince koruyucu olmadığı için sağlanmalıdır.



BELİRTİLERİ

·         saate bir litreye kadar ani su kayıplarının oluşması,
·         ishal ‘pirinçli su’ görünümündedir,
·         ishal balık gibi kokar,
·         su kaybı hızla oluşabilir,
·         Hızlı kalp atışı,
·         kuru cilt,
·         kuru balgam zarları yada kuru ağız,
·         aşırı susuzluk,
·         “cam gözler” yada çukura kaçmış gözler,
·         kuru gözler,
·         uyuşukluk,
·         alışılmadık uykusuzluk yada yorgunluk,
·         az idrar,
·         karın krampları,
·         bulantı,
·         kusma.


TEDAVİSİ

Tedavinin esası, ishalden dolayı oluşan su ve elektrolit kayıplarını yerlerine koymaktır. Kişinin durumuna göre ağızdan yada damar içinden sıvı verilir. Tetracycline belirtilerin zamanını kısalta bilir.

Dünya sağlık örgütü (WHO), tipik damardan verilen sıvılardan daha ucuz ve kolay kullanılabilen ağızdan alınan bir solüsyon geliştirmiştir. Bu şeker ve elektrolit solüsyonu halen Uluslar arası olarak kullanılmaktadır.


BEKLENTİLER

Ağır su kaybı ölüme sebep olabilir. Kafi miktarda verilen sıvı, bir çok insanda tam koruma sağlar.


TİFO



Tifo hastalığı, Salmonella typhi bakterisinin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Bunun gibi para tifo hastalığına da S. Para thypi sebep olur. Bu tip organizmalar hijyenik olarak hazırlanmamış yada az pişirilmiş yiyeceklerde bulunabilir. Tifo taşıyıcısı kişilerin dışkılarıyla kirletilmiş yiyeceklerin yenilmesiyle, ağız ve dışkı yoluyla bulaşır. Hastalık, dünyanın bir çok bölgesinde özellikle hijyen standartları düşük olan ve sağlık sistemleri zayıf olan yerlerde yaygındır. Dünyanın gelişmekte olan bölgelerinde her yıl 12.5 milyon insan hastalığa yakalanır.

      
TİFONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Belirtiler genellikle etkilenmiş yiyeceklerin yenilmesinden 2 gün sonra başlar;
Bunlar:

·         Genellikle 39-40 C ateş,
·         Baş ve vücut ağrıları,
·         Grip gibi hastalık,
·         Deride ufak kızıl lekeler,
·         Kabızlık yada bazen ishal,
·         Midede acı,
·         İştah kaybı,
·         Uyuşukluk ve kendini zayıf hissetme.

Tifoya yakalandığınızdan emin olmanın tek yolu, S:Typhi bakterisine karşı kan testi yaptırmaktır.


TİFONUN TEHLİKESİ BELİRTİLER KAYBOLDUKTAN SONRA DE BİTMEZ

Belirtileriniz kaybolmuş gibi gözükse de, hala S.Typhi bakterisini taşıyor olabilirsiniz. Eğer öyleyse,hastalık geri gelebilir yada hastalığı başkalarına da bulaştıra bilirsiniz. Eğer yiyecekleri elleçlediğiniz yada küçük çocuklara baktığınız bir işte çalışıyorsanız daha dikkatli olmalısınız. Bu durumlarda bazı ülkelerde doktorlarca hastalığı artık taşımadığınız söylenmedikçe kanunlarca işinize dönmeniz engellenebilir.

Tifo tedavisi olduysanız aşağıdakileri yapmanız önerilir;

·         Doktorunuzun söylediği süre boyunca antibiyotiklerinizi almaya devam edin,
·         Banyoyu kullandıktan sonra ellerinizi su ve sabunla dikkatlice yıkayın,
·         Başkaları için yiyecek hazırlamayın yada servis yapmayın,
·         S.Typhi bakterisini artık taşımadığınızdan emin olmak için doktorunuzdan bir dışkı kültürü oluşturmasını isteyin.


TİFO NASIL YAYILIR?

Salmonella Typhi bakterisi sadece insanda yaşar. Tifolu insanlar bakteriyi kan dolaşımlarında ve sindirim sistemlerinde taşırlar. Sonuç olarak taşıyıcı denilen çok az sayıda insan tifoya karşı bağışıklıdırlar fakat bakteriyi taşımaya devam ederler.

Tifoya S.Typhi yayan bir kişinin hazırladığı yiyecekleri yiyerek içecekleri içerek yada atık bulaşmış suları içme suyu olarak yada yiyecekleri temizlemekte kullanarak yakalanabilirsiniz. Bu sebeple tifo dünyada el yıkamanın yetersiz olduğu ve suyun atıklarla kirletilmiş olduğu bölgelerde daha yaygındır.

S.Typhi bakterisi bir kere içildiğinde yada yenildiğinde katlanarak çoğalırlar ve kan dolaşımına yayılırlar. Vücut ateş ve diğer belirtilerle cevap verir.


TİFODAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

·         Riskli yiyecek ve içeceklerden uzak durmak,
·         Tifoya karşı aşılanmak.
·         Her zaman yüksek standartlı bir kişisel hijyen sağlayın,
·         Yemeklerden önce ve sonra ellerinizi yıkayın,
·         Sadece şişelenmiş yada kaynatılmış su için,
·         Pişmiş yiyecekleri sıcak yiyin,
·         Kabuklu yada az pişmiş deniz ürünlerinden sakının,
·         Hijyenik olmayan restoranlardan ve sokak satıcılarından uzak durun,
·         Dondurmadan, buz küplerinden ve kesilmiş meyvelerden uzak durun.


BAZI ÖNERİLER

·         “ Kaynat, pişir yada unut.”
·         Eğer su içecekseniz, şişeli alın yada içmeden bir dakika önce kaynatın.
·         Şişelenmiş karbonatlı içecekler karbonatsız içeceklere göre daha güvenlidirler.
·         Buz şişe suyundan yada kaynatılmış sudan yapılmadıkça içecekleri buzsuz için.
·         Doğrudan pişirilmiş, hala sıcak olan ve buharı tüten yiyecekler yiyin.
·         Soyulmayan kabuklu sebze yada meyveleri yemeden kendiniz soyun. (Önce ellerinizi sabunla yıkayın.) Kabukları yemeyin.
·         Sokak satıcılarından yiyecek ve içecek almayın. Sokakta satılan yiyecekleri temiz tutmak zordur ve bir çok kişi sokakta satılan yiyeceklerden hastalanmıştır.


TİFO AŞISI

Tifo yaygın olan bir ülkeye seyahat edecekseniz; Tifoya karşı aşılanmalısınız. Aşınız hakkında bilgi almak için bir doktora yada seyahat kliniğine gidin.

Aşının etkisini göstermesi için seyahate çıkmadan bir hafta önce aşılarınızı bitirmeniz gerektiğini hatırlayın. Tifo aşıları, yıllar sonra etkisini kaybedeceği için, eğer geçmişte aşı olduysanız, doktorunuzla yükseltici bir dozun zamanı olup olmadığını kontrol edin.

Antibiyotiklerin tifoya karşı koruma sağlamadığını sadece tedaviye yardımcı olduğunu unutmayın.

Tifoya karşı % 70-90 koruma sağlar.         
İki şekilde yapılması mümkündür:

(i)  Ağız kapsülü- 5 günde 3 kapsül alınmalıdır. Bu 3-5 yıllık bir koruma sağlayacaktır
(ii)   Enjeksiyon- bir ay arayla iki 2 enjeksiyon yapılır ve bu 1-3 yıllık bir koruma sağlar.
3 yıl süreli tek enjeksiyonlu yeni bir enjekte edilebilir aşı kullanılabilir.
etkilerinin ortaya çımasına zaman vermek için aşılanmanın seyahate çıkmadan en az iki hafta önce yapılması gerekir.


AĞIZDAN ALINAN TİFO AŞISI NASIL UYGULANIR?

·         Bu canlı bakterilerin bir kapsüle toplanmış halidir.
·         Doğrudan yutularak alınır. Kapsülü çiğnemeyin yada kırmayın.
·         Çok küçük çocuklara (6 yaşından küçük) eğer yutamayacaklarsa aşı verilmemelidir.
·         Aşılama şekli, 1., 3.,5. Günlerde birer kapsül alınarak yapılır.
·         Antibiyotiklerle almayın.
·         Mefloquine, oral aşının etkilerini engeller.
·         Yemekten bir saat önce yada bir saat sonra alın.
·         Çok sıcak suyla, sütle yada alkolle almayın.            


CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR



1.   STD’ler nedir?

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (STD’ler) cinsel temasla bulaşan 25’ten fazla hastalıktır.


2.   HIV/AIDS dışındaki STD’lerin  tedavisi gerçekten ciddi midir? 

HIV/AIDS dışındaki bir çok STD’nin de tedavisi oldukça zordur. Frengi, bel soğukluğu ve iltihaplar  gibi hastalıklar, kısırlık ve kronik alt karın bölgesi ağrıları oluşturabilen, alt karın bölgesi ateşli hastalığını da içine alan (PID)  uzun vadeli sonuçlarla sonuçlanabilir. Cinsel organlarda siğile yol açan “HPV” virüsü döl yolu boynu kanseriyle çok yakından ilişkilidir. STD hastalığı, hamilelik sırasında hamilelik komplikasyonlarına neden olabilir ve bazı durumlarda yeni doğmuşlarda bundan etkilenir.


   3.  Kimler STD’ ye yakalanır?

STD’ler sınır tanımazlar. Cinsel yönden aktif olan her hangi bir kimse cinsel yolla bulaşan hastalıklarla temas kurabilir. STD’ler her yaştan, bölgeden, etnik alt yapıdan,  kadın ve erkekleri etkilerler ve vücutlarına girer.  Onlu yaşlardakiler STD’ ye yakalanma riski en fazla olan gruptur. Bunun sebebi, risk almaya çok yatkın olmaları ve neyle karşı karşıya olduklarını bilmemeleridir.


4.   Bir STD’ ye yakalanmış olmama rağmen farkında olmayabilir miyim?

Evet. Bir çok STD’nin gizli kalmaya elverişli yapısı, teşhisi güçleştirir. STD’ si olan bir çok kişinin fark edilebilir belirtisi yoktur. Bu belirti göstermeyen STD enfeksiyonu yolun sonunda problemlere neden olmayacak demek değildir. Yani eğer STD’ ye yakalandığınızı düşünüyorsanız, hemen doktorunuzu görün.

5.   STD riskini en aza nasıl indiririm?

STD’lerin meni, kan, vajinal sıvılar gibi vücut sıvılarıyla bulaştığını unutmayın. Korunmanın temeli bu sıvılara maruz kalmamak olduğunu hatırlayın. Cinsel münasebetten uzak durmak %100 etkilidir fakat cinsel yönden aktif bir çok kimse için tercih edilebilir bir yol değildir. Prezervatif kullanımı (yada diğer latex bariyerler), %100 düzgün olarak kullanıldığında, kanıtlanmış bir risk düşürme yöntemidir, fakat her zaman STD’lerden %100 korunma sağlamaz.


6.   Prezervatifler STD’lerden korur mu?

Çok ama çok kişi prezervatif kullanmaktadır. Araştırma göstermiştir ki, doğru olarak kullanıldığında HIV’yide içeren bir çok bulaşıcı hastalığın bulaşmasını azalttığını göstermiştir. Prezervatiflerle ilgili problemlerden biri bir çok kişinin yanlış yada ara sıra kullanmasıdır. Perhizden başka hiç bir yöntemin %100 koruma sağlamadığını hatırlayın.

7.   STD’lerin belirtileri nelerdir?

Bazı kişiler STD’ ye yakalandıklarında hiç bir belirti göstermezler. Her iki cinste de STD’ de belirtileri cinsel organlarda yara, acı, kaşıntı da olmasına rağmen. Erkeklerde belirtiler, penisten boşalma, idrar çıkarma sırasında acı testislerde şişme/acı olabilir. Kadınlarda belirtiler, vajinadan boşalma yada her zamankinden farklı  farkedilir boşalmalar olabilir.

8.   STD’ler AIDS’e neden olurlar mı?

Her ne kadar cinsel yolla bulaşan bir hastalıklı olmak AIDS’ye neden olmazsa da kişiyi AIDS’ye neden olan virüs olan HIV’ye karşı daha korunmasız hale getirir. İltahaplar, kan akımına geçmeye daha kolay izin veren ülserlere sebep olduğu için STD’li kişiler eğer HIV taşıyan biriyle ilişkiye girelerse daha yüksek bir risk altınd olurlar.

9.   HIV cinsel yolla nasıl bulaşır?

Enfekte olmuş bir kişinin kanındaki, menisindeki yada vajinal sıvısındaki HIV, diğer kişilerin vücutlarına küçük kesiklerden, derideki yaralardan yada kırıklardan,vajinanın,penisin, kalın bağırsağın yada ağzın sıvı yollarından geçebilir.

10.  HIV belirtileri nelerdir?

Enfekte olmuş bir çok kişi hiç bir belirti göstermez.



11.  Bir STD’ ye yakalandığımı düşünüyorsam ne yapmalıyım?

Bir STD’ ye yakalandığınızı yada birine maruz kaldığınızı düşünüyorsanız, hemen bir doktora baş vurun. Zamanlama her şeydir: başlangıç tedavisi bir çok STD’nin uzun vadeli etkilerini en aza indirmeye yardım eder. Aynı zamanda STD’ yi bir başkasına geçirmeyeceğinizden emin olana kadar cinsel münasebetten uzak durmalısınız. Bu, doktorunuz artık hastalığı taşımadığınızı söyleyene kadar cinsel ilişkide bulunmayacağınız demektir. Aynı zamanda onunda sağlığı ve sizin yeniden enfekte olma riskinizi ortadan kaldırmak için partnerinizin de test edilmiş olduğundan emin olmalısınız.


12.  STD’ler iyileştirilebilirler mi?

Bel soğukluğu, iltihaplar ve frengi gibi bakterisel STD’ler hali hazırda antibiyotiklerle iyileştirilebilmektedir. Cinsel organlarda uçuk gibi bazı STD’ler ömür boyu sürmelerine rağmen bazı belirtilerini an aza indirecek yollar geliştirilmiştir. Sağlığınızı devamlı koruyun—STD’ler için devamlı tedaviler arayın.

13.  Kesin olarak güvenli seks nedir?

Her ne kadar hiç bir cinsel aktivite %100 güvenli değilse de güvenli seks, STD bulaşma riskini en aza indirirken gizleyecek yollar bulmaktadır. Bu, kan, meni, vajinal sıvılar gibi vücut sıvılarının değişmesini önlemek ve her hangi bir oral, anal yada cinsel temastan sakınmak demektir. Güvenli seks, parner sayınızı azaltmak, her cinsel ilişkide prezervatif kullanmak (her ikinizde enfekte yada  tek eşli olmadıkça) ve STD’li olduğunuzu düşündüğünüzde hemen bir doktora görünmektir.


14. STD taşımadığımdan emin olmanın %100 kesin bir yolu var mıdır?

Ne yazık ki HAYIR. Hiç bir STD için test kesinlikle kesin sonuç vermez. Bazı STD’ler doktor tarafından bile fark edilemeye bilir. Bir enfeksiyonun testlerde ortaya çıkabilmesi için bir kaç günden bir kaç yıla kadar bir zaman geçmesi gerekebilir. Eğer bir STD’niz olduğunu düşünüyorsanız test olun. Test sonuçları negatifte olsa güvenli sexe devam edin.


15. Cinsel organlarda siğile neden olan virüsü(HPV) tespit etmek için belirti göstermeyen erkekler için test var mıdır?

HPV cinsel organlarda siğile neden olan virüstür. Belirti göstermeyen erkeklerde HPV tedavisi güçtür. Erkekler için belirtiler olsa dahi yokmuş gibi düşünmek mümkündür. Doktor sıklıkla penisin hemen içinde de olsa küçük siğiller görebilir. Bu siğiller tedavi edilebilir, fakat HPV’li erkeklerin bir çoğunda hiç bir belirti görülmez. Belirtisiz HPV’ler için hiç bir tedavi yoktur.



16.  Kendi kendimi STD’lere karşı test edebilir miyim?

İyi bir fikir değil. Boşalma yada siğiller gibi bazı STD’ler tanımlanabilir belirtiler gösterirken çoğu kolaylıkla tanımlanamaz. Bir çoğu belirtisizken. Bu noktada, STD’lerin teşhisi klinik yada labaratuvar çalışması gerektirmektedir. Gelecekte değişebilecek olmasına rağmen şu an STD’ler için evde yapılabilen testler yoktur. HIV için bir ev testi son zamanlarda FDA tarafından onaylanmıştır ve şu an kullanılabilir. Eğer STD’li olduğunuzu düşünüyorsanız doktorunuzla görüşün.


17.  Uçuğum var. Hiç bir belirti göstermezken bulaştırabilir miyim?

Ne yazık ki, hiç bir belirti göstermeseniz dahi bazen bir başkasını uçukla enfekte edebilirsiniz. Problem bu olduğunda sizin haberinizin olmamasıdır. Başkasına uçuğu bulaştırma riskini azaltmanın yolu, cinsel ilişkiden uzak durmak yada prezervatif gibi bariyer koruyucuları cinsel ilişki sırasında kullanmaktır.


18. Havlu yada tuvalet oturağından uçuk kapabilir miyim?

STD’lerin bir çoğu sadece enfeksiyonlu biriyle doğrudan cinsel temasla bulaşır. Diğer tip temaslar cinsel temas kadar önemli değildir. Azdır, fakat elbiselerle, kağıtlarla yada havlularla bulaşması mümkündür.


BEL SOĞUKLUĞU



BEL SOĞUKLUĞU NEDİR?

Bel soğukluğu, bakteri sebepli cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur.


NASIL YAYILIR?

Bel soğukluğu,insandan insana doğrudan temas yoluyla yayılır. Ayrıca, genellikle cinsel temas yoluyla da yayılır. Bel soğukluğu, üreme organlarında, sidik borusunda, kalın bağırsağın son kısmında, boğazda da meydana gelebilir. En çok görüldüğü bölgeler; erkeklerin sidik borusu, kadınların cinse organlarıdır. Kadınlar bakteriyi doğum sırasında çocuklarına geçirebilirler.


ENFEKTE OLDUYSAM NASIL ANLARIM?

Belirtiler her zaman ortaya çıkmadığından, bel soğukluğu ile enfekte olmanıza rağmen farkında olmaya bilirsiniz. Bel soğukluğu testi yapmak için doktorun cinsel organınızdan pamukla hücre toplaması gerekir.  Bu işlemin esası cinsel organınızdan sıvı örneği alınmasıdır.


BELİRTİLERİ NELERDİR?

Eğer bel soğukluğunuz varsa, belirtiler, 2-14 gün içinde ortaya çıkacaktır. Bel soğukluğuna yakalanan kişilerin 50'sinde hiç bir belirti görülmemektedir. Erkekler, enfeksiyonun belirtilerini göstermeye kadınlardan daha yatkındırlar.

Eğer belirtiler görülürse bunlar;

·         Penis yada vajinada akıntı,
·         Sık idrar ihtiyacı,
·         İdrar çıkarırken acı yada yanma,
·         Kadınlarda aylık periyotlar arasında kanama.


BEL SOĞUKLUĞU ERKEKLERDE..

·         Acılı idrar,
·         Krem gibi yada yeşil,irin gibi penis boşalması, 
·         Tesdislerde acı,
·         Kalın Bağırsağın Son Kısmında Enfeksiyon:
·         Kaşıntı,
·         Kremli, irin gibi dışkı,
·         Kalın bağırsağın son kısmında kanama,
·         Acı,
·         Kabızlık,

UZUN VADELİ KOMPLİKASYONLARI VAR MIDIR?

Erken tedavi edilirse, bel soğukluğunun uzun vadeli hiç bir sonucu yoktur. Tedavi edilmeden bırakılırsa, çok ciddi komplikasyonları vardır. Özellikle kadınlarda çok ciddi sorunlara yol açabilir.

Erkeklerde uzun vadeli komplikasyonları:

Epididymitis - tesdislerin bir çeşit iltihaplanması.

TEDAVİSİ

Bel soğukluğu, antibiyotiklerle tedavi edilir. Tedavide en çok kullanılan ilaçlar;

·         Asiprofloxacin,
·         Ofloxacin,
·         Cefixime,
·         Azitromycin, çok uygun, tek dozluk,oral yolla kullanılan bir ilaçtır.

2 gr azitromycin alındığında en yaygın yan etkileri;

·         %18 bulantı,
·         %14 ishal / dışkı kaybı,
·         %7 kusma,
·         %7 karında acı,
·         %2 döl yolu iltihabı,
·         %1 hazımsızlık,
·         %1 baş dönmesi.

Etkisiz yada tamamlanmamış tedavi sonrasında;

·         Alt karın bölgesinde kronik acı,
·         Kısırlık,
·         Tüp hamileliği,
·         Eklemlerde acı,
·         Gibi ciddi problemlere yol açabilir.

Yeniden enfekte olmayı yada hastalığı başkalarına bulaştırma potansiyelini önlemek için, her ikinizde tedavi olana kadar cinsel temastan uzak durmak gerekir.

KORUNMA

Bel soğukluğuna,

·         Oral,
·         Anal,
·         Vajinal,
Cinsel temas sırasında yakalanabilirsiniz.

Bel soğukluğundan korunmak demek,

·         Partnerlerinizin sayısını azaltmak,
·         Prezervatif kullanmak,
·         Vb’dir.


Enfekte olduğunuzu düşünüyorsanız;

·         Cinsel temastan uzak durun,
·         Bir cinsel yolla bulaşan hastalıklar kliniğine yada doktora baş vurun,
·         Bütün partnerlerinizin tedavi olduğundan emin olun.


CİNSEL ORGANLARDA İLTİHAPLANMA



Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonu, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl 4 milyon yeni vaka beklenilen en önde gelen cinsel yolla bulaşan hastalıktır.

 Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonuna Chlamydia trachomatis denilen bir bakteri sebep olmaktadır ve enfeksiyonlu bir partnerle anal yada vajinal ilişki sırasında bulaşmaktadır. Teşhis edildiğinde, kolayca tedavi edilebilir, tedavisi en kolay STD’dir (cinsel yolla bulaşan hastalık). Doktorlar tek dozluk bir antibiyotik (azitromycn) yada hastalığı bir haftada ortadan kaldıracak olan başka antibiyotiklerde verebilirler. Cinsel organlarda iltihaplanma aynı zamanda genç erkeklerde de yaygındır. Erkeklerde  tedavi edilmemiş Cinsel organlarda iltihaplanma tipik olarak üretal enfeksiyona sebep olduğu gibi aynı zamanda, şişme ve duyarlı tesdisler gibi komplikasyonlarla ve idrar çıkarırken yada üre oluştururken yanma hissiyle sonuçlanabilir.

Bu bakterisel enfeksiyonun yeni vakaları cinsel organlarda uçuk ve cinsel organlarda siğil vakalarının toplamından yaklaşık olarak 4 kat daha fazladır. Cinsel organlarda iltihaplanma kişide ağır sonuçlara neden olabilmesine rağmen bel soğukluğu yada frengi gibi diğer STD’ler kadar iyi bilinmezler.

İki gerçek kısmen sorun çıkarır;

Birincisi; enfeksiyonlu kadınların %70’şi, işaretlerin yada belirtilerin eksikliğinden dolayı enfeksiyonlu olduklarını bilmemektedirler. Bu enfeksiyonlu erkeklerin %30’u içinde geçerlidir. Aynı zamanda cinsel organlarda iltihaplanma 320 yaşın altında cinsel yönden aktif kadınlarda en yüksektir.

İşaret ve belirtiler olmadan, komplikasyonlar gelişene kadar insanlar, hasta olduklarının farkına varmamaktadırlar.

NOT: Yeni bir partner, birden fazla partner, başka partnerleri olduğu bilinen bir partner yada prezervatif gibi bariyer tip koruyucular kullanılmadığında enfekte olma riski artar.

BELİRTİLER

Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonlu erkeklerde ve kadınlarda anormal cinsel organ boşalmaları ve idrar çıkarma sırasında acı meydana gelebilir. Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonunun bu ilk belirtileri, olmayabilir yada çok az olabilir. Eğer belirtiler ortaya çıkarsa, genellikle enfeksiyona maruz kalınmasından 1-3 hafta sonra ortaya çıkar. Enfeksiyonlu her iki kadından birinde ve her dört erkekten birinde ne olursa olsun belirtiler ortaya çıkmayabilir. Sonuç olarak, komplikasyonlar ortaya çıkmadıkça hastalık teşhis edilemez.

Kadınlarda, Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonu PID ile sonuçlanabilir, bu enfeksiyonlar epididymitisin belirtileri olan kasık bölgesinde acı yada şişmeye, tesdislerin yakınındaki erkek üreme sisteminin bir parçasında yanmaya sebep olabilir. Tedavi edilmezse, bu durum, kadınlardaki PID gibi, kısırlıkla sonuçlanabilir.

Cinsel organlarda iltihaplanma bakterisi, makat ve göz iltihabına sebep olabilir. Bakteri, enfeksiyonlu bir partnerle oral temas sonucu gırtlakta da görülebilir. Cinsel organlarda iltihaplanmanın bir çeşidi çok belirgin şişme ve groindeki lymp nodelerde yanmayla karakterize edilen, lymphogranuloma venereum(LGV) denilen yaygın olmayan bir STD’ ye sebep olur.


TEŞHİS

Cinsel organlarda iltihaplanma, iki hastalığında belirtilerinin aynı olması ve genelde birlikte görülmesi sebebiyle gonorrhea ile karıştırılır. Son zamanlara kadar, Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonunu teşhis etmek için izlenecek tek yol laboratuarda organizmanın ayrılmış örnek kültürünü geliştirmek için hastanın cinsel bölgesinden örnek sıvılar almaktı. Her ne kadar hala en açıklayıcı test olsa da bu metot, pahalıdır, teknik olarak zordur ve test sonuçları 3 günden önce alınamaz.

Bilim adamları, Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonu teşhis etmek için zayıflatıcı teknikler ve bakterisel proteinleri tespit etmekte kullanılan çeşitli hızlı testler geliştirmişlerdir. Her ne kadar bu testlerin kesinliği tam değilse de, daha az pahalıdırlar, daha hızlıdırlar ve rutin bir check up sırasında bile yapılabilirler.


TEDAVİ

Tetracilin ya da doxcycylin gibi antibiyotiklerle 7-gün tedavi Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonu  için istenilen tedavidir. Diğer antibiyotikler de etkilidir ve tetracyclin alınamadığında kullanılabilirler. Örneğin, hamile kadınlar tetracyclin almamalıdırlar, erythromycin ile tedavi tercih edilir. Bazen başka STD’lerin tedavisinde kullanılan penisilin, Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonların tedavisinde etkili değildir. Cinsel organlarda iltihaplanma’nun yayılımını kontrol altına almada ve tedaviyi basitleştirmede yardımcı olacak yeni ilaçlar geliştirilmektedir.

Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonlu kişilerin belirtiler yok olduktan sonra dahi tarif edilen ilaçları almaları çok önemlidir. Enfeksiyonun tedavi edildiğinden emin olmak için, ilaç tedavisinin bitiminden 1-2 hafta sonra doktor ya da kliniğe takip ziyaretlerinin yapılmasıönemli olabilir. Cinsel organlarda iltihaplanmal enfeksiyonlu kişilerin, hastalığın daha fazla yayılmasını ve yeniden enfeksiyon kapmayı önlemek için  bütün seks partnerlerini değerlendirmesi ve tedavi ettirmesi gerekmektedir. 



KORUNMA

Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonu sık sık belirtiler olmadan oluştuğu için, enfekte olmuş kişiler bilmeden bakteriyi seks partnerlerine de geçirirler. Bir çok doktor, birden çok seks partneri olan kişilerden, özellikle 25 yaş altı kadınlara, Cinsel organlarda iltihaplanma enfeksiyonuna karşı belirtiler olmasa dahi düzenli olarak test olmalarını isterler. Cinsel temas sırasında, prezervatif ve diyafram kullanmak Cinsel organlarda iltihaplanma bakterisinin bulaşmasını azaltmaya yardımcı olabilirler. Sonuç olarak, kısa araştırmalar, Cinsel organlarda iltihaplanma ile enfekte olmuş kadınların HIV taşıma ihtimallerinin 3-5 kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.


CİNSEL ORGANLARDA SİĞİL:



İĞRENÇ KİMSELERDEN NE HABER?

BUNLAR GERÇEK
                              
Cinsel organlardaki sigillere yaygın deri sigillerine sebep olan virüse benzeyen human papillomavirus (HPV) neden olmaktadır. 20’nin üzerinde ki (HPV) çeşidi görünmeyen enfeksiyonlara, sigiller yada cinsel bölgede yayvan değişikliklere neden olur. HPV genellikle enfeksiyonlu bir partnerle cinsel ilişki sonucu yayılır. HPV enfeksiyonu su an ABD’de en yaygın STD (Cinsel yola bulaşan hastalık) olabilir. Bazı HPV’ler, döl yatağı boynunda  döl yatağı boynu kanserinin artmış bir riskiyle bağlantılı olarak değişikliklere neden olur. Talihsiz bir şekilde, bu görünmeyen döl yatağı boynu değişiklikleri,  ne sağlık danışmanı doktorca nede enfeksiyonlu bir kadınca kolay kolay tespit edilemiyor. 

Cinsel organlarda siğilin ortaya çıkması maruz kalındıktan üç hafta sonra olabileceği gibi sekiz ayıda bulabilir. Ön belirtilerin oluştuğu sırada (oluşmuş oldukları halde), sigiller en bulaşıcıdır, bu sebeple erkeklere cinsel ilişki sırasında hangisi enfeksiyonlu olursa olsun prezervatif kullanmaları tavsiye olunmaktadır. Görülebilen cinsel organ siğili; küçük başlayan, acısız, sıklıkla vajinal açıklığın dibinde yer alan sert benekler seklinde, normal siğil görünüşündedir. Siğil, alt dudakta, ferçte, vajinanin içinde, dölyatağı boynunda, anüs çevresinde, basur sanılabilecekleri yerlerde de oluşabilir. Sıcaklık ve rutubet daha da büyürken karnabahar görünüşünde siğilin oluşmasına yardımcı olur. Döl yatağı boynu değişiklikleri, çıplak gözle görülemedikleri halde görülebilir sigillerden daha yaygındılar.


ERKEKLERDE Kİ BELİRTİLER

Siğil, penisin başında (genellikle ön derinin altında), penis saftı yada yumurtalıklarda meydana gelir. Prezervatif kullanımı siğilin yaylımını engellemeye yardımcı olabilir.


TEŞHİS VE TEDAVİ

Siğillerin bir çok tedavi şekli vardır.

1.    Doktorlar genellikle podophyllin çözeltisi uygularlar. Bu çözeltiyi siğilin üstüne sürün ve kimyasal yanıkları önlemek için iki dört saat sonra yıkayın. Etrafındaki deriyi vazelinle koruyun. Bazen çeşitli tedaviler önemlidir ve her zaman başarılı değillerdir. şu an daha güvenli kişisel tedavi podofilox’un tavsiyesiyle mümkündür.

2.  Trichloracetic asit (TCA) su anda sadece doktorların küçük bir kısmınca kullanılmaktadır fakat bir çok bakımdan podophllinden daha iyi görünmektedir. Genellikle aynı etkinliktedir. TCA’nın gücü daha etkin bir şekilde kontrol edilebilmektedir; deriyle ilk temas ettiğinde çalışmaya başlar ve yaklaşık beş dakika içinde de durur, yara riskini azaltır. Podophyllinnin genellikle yaptığı gibi çok ciddi reaksiyonlara sebep olmaz. Bazı doktorlar hamilelik sırasında güvenirliliği hakkında hiç bir test yapılmış olmamasına rağmen TCA’yı kullanmaktadırlar.

3.  Cryotheraphy (kuru buz tedavisi) yada asit küçük siğilleri dondurabilir yada yakabilir. Bu açıkça acıtır ve bazen yaralara sebep olur. Lokal anestezi isteyebilirsiniz.

 4.  5-fluorouracil kremi uygulayabilirsiniz. Bu kaşıntı ve rahatsızlığa neden olabilir.

 5.  Ameliyat yada elektrikle yakmak diğer tedavilere karşılık olarak çok geniş siğillerde önemli hale gelir. Bu prosedür bir anestezi gerektirir. Eğer kalp pili kullanıyorsanız, elektrik akımı ona zarar verebilir, bu sebeple bunu doktorunuza söylemeyi unutmayın.

6.  Son çalışmalar lazer ışınlarının siğiller uygulandığında etkili bir tedavi şekli olduğunu ve  normal dokuya etki etmediği ve yaralara sebep olmadığı anlaşılmıştır. Bazı doktorlar döl yolu HPV enfeksiyonlarının kısmi tedavisinde tavsiye etmektedir.

Hangi tedavi yöntemini uyguladığınız önemli değildir, önemli olan, vajinanın içinde yada döl yatağı boynunda olsa da siğillerden kurtulmak ve yayılmasını önlemektir. Cinsel ilişki partnerleri de tedavi olmalıdırlar. Siğillerin yok edilmesi HPV’den kurtulmak anlamına gelmeyebilir. Bu sebeple, siğiller yeniden ortaya çıkabilirler ve ek bir tedavi de gerekebilir.


CİNSEL ORGANLARDA UÇUK



SEBEBİ

Herpes sımplex virüsü (HSV). İki tipi vardır; tip1 ve tip 2. Tip 1, genellikle ağızda bulunur ve tip 2, cinsel organlarda daha yaygındır fakat iki virüs de her hangi bir mukoza zarında da görülebilir.(Bkz. Aşağısı)


KULUÇKA DÖNEMİ

5-10 gündür, bazen az olmakla beraber 4 haftadan fazladır. Eğer enfekte olursanız, belirtileri oldukça çabuk görürsünüz.


BULAŞMASI

Uçuk, sağlık durumunuza bağlı olarak oldukça kolay geçebilir. Uçuğa yakalanmanın en kolay yolu, çıplak teninizle enfeksiyonlu bir partnerin tenine yakın temastır. Bu sebeple, oral temas her tipi geçirebilir; öpme, bir kadınla cinsel temas. Açık bir yarayla doğrudan tensel temas olduğu her hangi bir zaman enfeksiyon riski vardır.
Bulaşma ikincil bir temasla da olabilir. Bunun olması oldukça zordur, çünkü cinsel organlarında açık yaraları olan kişiler, farkında olmadan hastalığı elleriyle gözlerine yada ağızlarına bulaştırırlar. Bu sebeple el yıkamak eğer uçuğunuz varsa çok önemlidir.
Sonuç olarak, bazı kişiler hiç bir açık yara görülmezken bile uçuğu bulaştırabilirler. Partnerinizde uçuk olup olmadığını anlamanın en iyi yolu ona sormaktır.


NEYE BAKMAK GEREKİR

Uçuk oldukça yaygındır. Dudak çevresinde bulunduğunda soğuk yara adını alır. Bacak arasında, anüste, peniste,  vajinada ve gözlerde de bulunabilir Bunlar en yaygın olan bölgelerdir. Her ne kadar, eğer bulaştıysa vücudunuzun her hangi bir yerinde de görülebilir. Eğer uçuk elinizde çıkarsa, örneğin, muhtemelen elinizde uçuk yarasıyla doğrudan temas etmiş bir kesik vardır.

Uçuk çıkışları, stresle, güneş ışığıyla, hastalıkla yılda bir çok defa meydana gelebilir. Diğer kişiler, çıkışları yer fıstığı, kahve, alkol gibi bazı yiyeceklerin getirebileceğini bulmuşlardır. Eğer soğuk uçuğunuz yada cinsel organınızda uçuğunuz varsa, bazı yiyecekleri yediğinize daha çok çıktıkları dikkatinizi çekecektir. Bu kişiye göre değişir.

Sonuçlar oluşmaya başladığında, etkilenmiş bölgede kızarıklıkla birlikte ilk başta yanma, kaşıntı hissi oluşur. Bir günde, acılı, kırmızı üzüm tanesi benzeri demet demet sıvı dolu kabarcıklar görülür. Üç hafta içinde, bu yara kabuğu geride zamanla kaybolacak olan kırmızı bir kabuk bırakarak yok olur sona erer ve iyileşir. Sonra virüs mevcudiyetini devam ettirir ama bir daha ortaya çıkmaya karar verene kadar vücutta saklanır.

Vajinada, bazı akıntılar olabilir. Uçuk değişimlerini eğer vajinanın çok içindelerse görmek zordur. Her ne kadar kaşıntı ve yanma hisleri cinsel bölgede basınç hissiyle birlikte mevcutsa da. Bazı vakalarda, kadınlar uçukları olduğunu bilmeye bilirler de.
Erkeklerde ve kadınlarda, kabarcıklar idrarın geldiği deliğin içindeyse idrar çıkarırken acı olabilir.


TEDAVİ

Uçuğun ömür boyu olduğuna dair çok yaygın bir söz vardır. Uçuk tedavi edilebilir, ama iyileştirilemez.  Kabarcıklaşmayı ve acıyı daha az ciddi hale getirecek ilaç tedavisi vardır fakat uçuğa bir kez yakalanırsanız ömür boyu kalır. Gizli olarak çok uzun süreler kalabilir. Çok az kişide, yaralar ilk seferden sonra bir daha asla ortaya çıkmaz fakat bu çok enderdir. İlaç tedavisi aynı zamanda yaraların iyileşmesini de hızlandırır ve yılda çok daha az sayıda ortaya çıkmasını sağlar. Zovirax ilacın adıdır ve çok fazla uçuk çıkaran kişiler için önemlidir.

Bir STD’ ye yakalandığınızı düşündüğünüz anda hemen bir doktora başvurun; ne kadar erken tedavi edilirseniz eski halinize dönmek ve daha zayıf komplikasyonlarla karşılaşmak için o kadar çok şansınız olur. Aynı zamanda, partnerlerinizin de kontrol edilmesini sağlayın ve daha iyi olana kadar cinsel ilişkide bulunmayın. Aksi halde, siz ve partnerleriniz hastalığı birbirinize geçirmeye devam edersiniz.


KOMPLİKASYONLARI

Bazı kişilerde; ateş, şiş  bezler, baş ağrısı (menenjit sebepli) ve sırt ağrıları görülür. Bu eğer uçuklara ciddi reaksiyonları varsa olur. Bazen insanı uyutmayacak kadar çok acı olabilir. Acı bacakları düşürebilir yada vücudun yakın kısımlarında hissedilebilir. Çok zayıf bağışıklık sistemi olan kişilerde (AİDSliler gibi), kabarcıklar bütün vücuda yayıldığında ve uçuklar dört ayda son bulduğunda bu tip reaksiyonlar görülebilir.
Eğer kaba ette uçuk değişiklikleri varsa dışkı çıkarma gerçekten çok acılı olabilir.
Eğer uçuğunuz varsa cinsel ilişkide bulunamazsınız çünkü çok acı verir. Ve hiç bir şartta hastalığı bir başkasına geçirmek istemeyeceksinizdir.
Açık yaraya sahip olmak, ikincil hastalıkların oluşmasını kolaylaştırır. Bu, eğer deriniz yaralıysa vücudunuza çok rahat bir şekilde girebilecek olan HIV içinde geçerlidir.  Aynı zamanda, HIV’niz ve açık uçuğunuz varsa HIV’ yi başkalarına bulaştırmaya çok daha yatkınsınızdır.


FRENGİ


Frengi vajinada yada peniste yaradır. Kırmızı ve açıktırlar ve aldatıcı olarak acısızdırlar.


SEBEBİ:

Treponema palidium adlı bir cins bakteridir.

KULUÇKA DÖNEMİ

Bir haftadan üç aya kadar olabilir; ortalama olarak, ilk belirtiler görülmeden önce üç haftadır.

BULAŞMASI

Tabi ki, doğrudan penetratif cinsel ilişki yoluyla da yakalanabilirsiniz. Eskiden kan nakli sırasında da yakalanma riski vardı fakat bu günlerde kan teminleri daha güvenli. Frengiye diğer yakın tensel temaslarla da yakalanabilirsiniz. Doğum sırasında anneler hastalığı çocuklarına da geçirebilirler. Öpme, okşama, ön oynama, önde gelen yakın tensel temaslardır. İkincil temaslarla (frengili birinin dokunduğu bir şeye dokunmak gibi) frengiye yakalanmak çok enderdir, fakat bu da imkan dahilindedir. Aynı zamanda, hiçbir yarası olmayan fakat uzun zamandır frengili olmasına rağmen tedavi ettirmemiş bir kişiden frengi kapmakta mümkündür.


NEYE BAKMALI

Frenginin üç aşaması vardır. Bir, frengi çıbanı tipi denilen büyük açık yaradır. Acısızdır ve frengi bakterisiyle ilk temas eden bölgenizde çıkar. Erkeklere görülen frengi çıbanları, penisin her hangi bir yerinde bulunabilir, sidik borusunun içinde yada yumurtalıklarda. Kadınlarda görülen frengi çıbanları, vajinanın dışında, içinde, döl yolu boynunda ve idrar yolunda olabilir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda, frengi çıbanları, dudaklarda, dilde yada ağzın içinde her hangi bir yerde bulunabilir. Ayrıca, göz kapaklarında, yüzde, göğüste, parmaklarda, memelerde, anüste ve prineumun üzerinde de bulunabilir. Frengi çıbanları, birkaç haftada yok olabilirler fakat hastalık vücudunuzda bulunmaya devam ederler
TEDAVİ

Frengi, kolayca ve tamamiyle antibiyotiklerle tedavi edilebilir. İlk adım frengili olduğunuzu tespit etmektir yaralar kolaylıkla tanımlanabilir. Eğer yaralar görülmesi zor yerlerde (anüsün yada boğazın içinde) olabilirse de hiç bilmeye de bilirsiniz. Her hangi bir STD’ ye (cinsel yolla bulaşan hastalık) yakalandığınızı düşündüğünüzde hemen doktorunuza başvurun; ne kadar çabuk tedavi edilirseniz, iyileşme şansınız o kadar artar, ve komplikasyon gösterme ihtimali o kadar azalır. Aynı zamanda partnerlerinizin de kontrol edilmesini ve daha iyi olan kadar cinsel münasebette bulunmamayı sağlamalısınız. Aksi halde, siz ve partneriniz hastalığı birbirinize geçirmeye devam edersiniz.


KOMPLİKASYONLARI

Önceden söylenildiği gibi, frengi bakterisi ilk frengi çıbanı dalgası son bulduktan sonra da vücudunuzda yaşamaya devam eder. İnsanlar ilk aşamayı geçirdiklerinin hiç farkında olmayabilirlerde. Altı ay içinde, kızamık gibi bütün vücudunuzun her tarafında yaralar oluşur. Gripmişsiniz gibi hasta hissedersiniz; ateşiniz vardır, her yerde deri isiliği vardır, şiş bezleriniz vardır, dilinizde küçük yaralar vardır ve cinsel organlarda siğil benzeri yumrular vardır. Bu bir yıl içinde yok olabilir. Sonra son aşamaya kadar frengi çıbanları yeniden yok olurlar fakat hala hastalığı başkalarına geçirebilirsiniz. Son aşamada, frengi, vücudunuzun her tarafında derinizi ve kemiklerinizi yiyerek büyük form bozukluklarına neden olur. Körlüğe, kalp hastalığına ve beyin hasarlarına neden olabilir. Kadınlar doğum sırasında hastalığı bebeklerine bulaştırabileceklerinden dolayı, çocuklar erken form bozuklukları için yüksek risk altındadırlar. Frengiyi tedavi edebilirsiniz, fakat form bozuklukları sonsuza kadar kalır. Yani eğer hamileyseniz, doğum öncesi dikkat çok önemlidir. Açık bir yaranın olması, ikincil yada fırsatçı enfeksiyonların oluşmasına neden olabilir. Bu, deriniz yaralıysa kolaylıkla vücudunuza kolaylıkla girebilen HIV için de geçerlidir. Aynı zamanda, HIV’niz ve açık yaranız varsa HIV’ yi bulaştırmaya daha yatkınsınızdır.

Comments

T2